Tunus Turu

İstanbul – Tunus – Hammamet

İstanbul Yeni Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde sabah saat 05.30’da buluşuyoruz. Pasaport ve gümrük işlemlerini tamamlamamızın ardından, saat 07.55’teki uçuşla Akdeniz’in incisi Tunus’a doğru yola çıkıyoruz. Tunus Kartaca Havalimanı’na inişimizin ardından, bizi bekleyen araçlarımıza yerleşerek tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa başlıyoruz. İlk durağımız, Fenikeliler tarafından kurulan ve Tunus Körfezi’ni kucaklayan tepelik bir bölgede yer alan, görkemli bir arkeolojik sit alanı olan Kartaca Antik Kenti. Zamanın durduğu bu antik alanda geçmişin izlerini takip ettikten sonra, Tunus’un zengin tarih ve kültür kokan sokaklarına adım atıyoruz. Tunus Medinası’nın labirent misali dar sokaklarını keşfediyor, Bab El Bahar’ın ihtişamlı kapısında tarihin yankılarını duyuyoruz. Ardından, Zeytuna ve Yusuf Day Camii gibi zarif İslam mimarisinin örneklerini ziyaret ediyoruz. Meşhur tarihçi, filozof ve düşünür İbn Haldun’un doğduğu evin önünde duraklıyor; onun fikirlerinin yankılarını hissediyoruz. İlk eğitimini aldığı Ukba Mescidi’nde tarihin sessiz ama güçlü tanıklığına kulak veriyoruz. Osmanlı beylerinin kabirlerinin yer aldığı Türbet-ül Bey’i ziyaretimizin ardından şehrin modern yüzüne doğru ilerliyoruz. Fransız mimarisinin etkilerini taşıyan geniş caddeler arasında, Habib Burgiba Caddesi’nde bir zaman yolculuğu daha yaşıyoruz. Günün sonunda, Tunus’un masalsı turistik merkezi Hammamet şehrine doğru hareket ediyoruz. Akşam yemeğini yerel restoranda yedikten sonra konaklama için otelimize geçiyoruz.

Hammamet – Kayrevan – Sousse ( Susa )

Otelde alınacak sabah kahvaltısının ardından, İslam medeniyetinin Kuzey Afrika’daki ilk ışıklarından biri olan, Ukbe bin Nafi’nin kurduğu kadim şehir Kayrevan’a doğru yola çıkıyoruz. Bu büyüleyici şehir, İslamiyet’in Afrika kıtasındaki ilk durağı, ilk caminin inşa edildiği ve ilk ezanın yankılandığı kutsal toprak. Kayrevan’da, tarihin izlerini taşıyan Aglabit Havuzları’nı görüyor, Sahabe Ebu Zem’a El Belevi Hz.’nin kabrini ziyaret ediyoruz. Ardından Ukba Camisi’nin atmosferine adım atıyor, Barutta Kuyusu’nun etrafında yankılanan geçmişin seslerini dinliyoruz. Bir sonraki durağımız, tarih kokan El Cem şehri. Burada, 3. yüzyıldan kalma görkemli amfi tiyatroyu görüyor, Roma döneminin zarafetini ve ihtişamını hissetme fırsatı buluyoruz. Sonrasında, Akdeniz’in serin esintilerini arkamıza alarak, Hammamet Körfezi’nde yer alan, geleneksel zeytinyağı ve tekstil üretimiyle ünlü Susa şehrine hareket ediyoruz. Susa, kültürel mirasını modern zamanın telaşından korumayı başarmış bir şehir olarak 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanı ilan edilmiştir. Susa’nın labirent misali dar sokaklarında dolaşırken, zamana meydan okuyan mimarisi ve büyüleyici atmosferiyle bu şehir bizi kendine hayran bırakıyor. Susa Camisi’ni ve görkemli kalesini ziyaret ettikten sonra, beyaz ve mavi Tunus tarzında inşa edilmiş, Arnavut kaldırımlı sokakları ve liman bölgesiyle ünlü Port El Kantaoui’ye uğruyoruz. Günün sonunda, Hammamet’e geri dönüyor, akşam yemeğimizi yerel bir restoranda yedikten sonra konaklama için otelimize yerleşiyoruz.

Hammamet – Mehdiye- Munastır

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, Osmanlı’nın Akdeniz kıyısındaki sancak şehirlerinden biri olan Mehdiye’ye doğru hareket ediyoruz. Tarihin derin izlerini taşıyan bu eşsiz şehirde, 1595 yılında inşa edilen ve Osmanlı yapılarının en görkemlilerinden sayılan Burcu’l-Kebîr Kalesi’ni ziyaret ediyoruz. Ardından, Mehdiye’nin kalbinde yer alan eski şehir Medinası’nda dolaşıyor; Fatımîler dönemine ait, 916 yılında inşa edilmiş Mehdiyye Ulu Camii’nin atmosferine adım atıyoruz. Şehrin sembollerinden biri olan, eski şehre açılan Skifa Kahla kapısı, bizi geçmişin büyüsüne davet ediyor. Mehdiye’deki ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra, sahil boyunca ilerleyerek Tunus’un tarih kokan şehirlerinden Munastır’a varıyoruz. Akdeniz’in mavi sularına karşı yükselen Monastir Ribati, ilk durağımız oluyor. Ortaçağ’da savunma amacıyla inşa edilen ve bugün hala ihtişamını koruyan bu büyük kale kompleksi, denizle bütünleşen görkemli yapısıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Ardından, modern Tunus’un kurucusu Habib Burgiba’nın etkileyici anıt mezarını ziyaret ediyoruz. Günün sonunda, masmavi denizin bembeyaz kumsallarla buluştuğu, yasemin kokularıyla sarılı Hammamet’e dönüyoruz. Muhteşem bahçeleri, arkeolojik zenginlikleri ve zarif atmosferiyle bu şehir, Akdeniz’in büyüleyici ruhunu hissettiriyor. Eski şehir Medina’nın dar sokaklarında bir gezintiye çıkıyor, ardından akşam yemeğimiz için yerel bir restorana geçiyoruz. Gün sonunda konaklama için otelimizdeyiz.

Hammamet  - Nabil– Sidi Bu Said -Tunus – İstanbul

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, seramik ve çini sanatının başkenti olarak bilinen Nabil şehrine doğru hareket ediyoruz. Bu şehir, rengârenk çömlek atölyeleri ve el emeği seramik dükkânlarıyla büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Geleneksel sanatın yaşatıldığı bu eşsiz durakta, eski şehir Medinası’nın dar sokaklarında geçmişin izlerini keşfediyoruz. Ardından, Tunus’un kültürel zenginliklerinin sergilendiği, 7 Mayıs 1888’de kurulan Bardo Mozaik Müzesi’ne doğru yola çıkıyoruz. Bardo Müzesi, koleksiyonlarının çeşitliliği ve büyüklüğüyle yalnızca Akdeniz’in değil, tüm Afrika kıtasının en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilir. Dünyanın en büyük mozaik müzesi unvanını taşıyan bu eşsiz mekânda, onlarca salona yayılan muhteşem mozaikler arasında tarihî bir yolculuğa çıkıyoruz. Her biri birer sanat şaheseri olan bu eserler, geçmiş uygarlıkların zarafetini ve hikâyesini gözler önüne seriyor. Müze gezimizin ardından, Akdeniz’i yukarıdan selamlayan, mavi-beyaz evleri ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla ünlü Sidi Bou Said kasabasına hareket ediyoruz. Büyüleyici bir tepenin üzerine kurulu bu masalsı kasaba, fresklerle süslenmiş kafeleri, Tunus mutfağının en güzel örneklerini sunan restoranları ve sanat galerileriyle göz kamaştırıyor. Kasabanın otantik atmosferinde dolaşırken, her köşesinde hissedilen huzur ve zarafeti içimize çekiyoruz. Bu unutulmaz ziyaretin ardından havalimanına doğru yola çıkıyoruz. Bagaj ve bilet işlemlerimizi tamamladıktan sonra 17.50’de İstanbul’a uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz.